ANA VI’da devam

12.5.2019 19:05

Bu ilk anneler günü annemsiz…Seride hikayeyi anlattım.   Benle beraber çok ağlayan oldu. Bu sefer ağlatmamaya çalışacağım.



Annemin yanında olamayacağım. Yine dünyevi işler var.  Bekliyormudur beni acaba?  Dua edeceğim yüce Tanrı’ya bütün dinler adına.. Anam huzurlu olsun.. varsa günahları bağışlansın.. Beklesin beni ben ona kavuşana kadar…Ahirette göreyim gözlerinin içi gülen yüzünü…


İlkokulda öğrendik anneler gününü.. Daha önce bilmezdik pek. Anam da öğrendi biz okula gidince..

Gelin çiçek derelim..
Yollarına serelim..
Sevgi dolu türkülerle
Annemize verelim.

Böyleydi şarkı. Ben düşünürdüm. Ev bahçeli ev. Kenarında köşesinde kır çiçekleri zaten var. Ne değeri olacak ki çiçek demetinin.. Bahar zamanı etrafımız dolu  papatyalar ve gelinciklerlerle… Bizde yoktu ama komşuların bahçesinde çeşit çeşit  güller de vardı.

Apartmanda yaşayan çocuklar içindi bu şarkı biraz. Hani beton dünyada yaşayıp çiçek vermenin makbul olduğu bir yaşam biçimi.. biraz metropol biraz şehirsel…


Anneler gününe yakın babamdan harçlık dilenirdim.  Genellikke harçlığımız hiç yoktu veya simit almaya yetecek kadar vardı.  Hangi birine versinler..Bir dönem dayımın çocukları ile birlikte beş çocuğuz..  Onlar ilkokulu bitirip gittiğinde ise Ankara’da okuyan ablamla birlikte 3 çocuğuz…

Mayıs ayında ona babamın yanısıra ona birşeyler alabilelim diye annem de harçlık verirdi. Verilen harçlıkları kardeşim Hüseyin ile biriktirir anneler günü için hediye alırdık.

İki kere çaydanlık aldık. O zamanlar soba üzerinde duran çaydanlıkların yüzü isli  olurdu. Biz de bunlar eskidi diye tüpgaz ocakta kullanılabilen çiçek desenli çaydanlıklar aldık. Ancak anam bizim aldıklarımız yerine yine eskileri sobada kullanmaya devam etti.   Onu bunu bilmem ama mangalda pişen et gibi sobada kömür ateşinde demlenen çayın lezzeti bir başka oluyor. Herhal sebep buydu ve fakat bunu çooook sonradan anlayacaktım.


Bir keresinde ekmek kızartma makinası aldık. Yayladayız o zamanlar ve elektrik yeni gelmiş.  Anneler günü verdik hediyemizi. Açtık kutudan ve iki dilim  ekmeği koyduk ama meret çalışmaz.   Epey üzüldük. Satıcıya hemen geri götürdük,  fakat orda çalıştı. Meğer topraklı priz lazımmış. Mutfakdaki tesisatın değişmesi gerek ama bizim halledeceğimiz bir konu değil. Uzun süre ekmek kızartma makinası öyle kullanılmadan kaldı.  Başka bir gereklilik nedeniyle belki altı ay sonra tesisat değişti de çalıştığını gördük.  Fakat yine bizimkiler ekmeği kesmek yerine elle parçalayarak yemeyi tercih edince alet de kullanılmaz oldu.


İşte ufak tefek böyle hediyeler.. Mutfakda kullanabileceği ıvır kıvır…

Hatırlamaktı önemli olan.  Belki o günün şerefine güzel bir yemek bizi beklerdi ekstradan.

Herkesin annesi iyi yemek yapar. Annem de öyleydi.  Sütlü kabak, sütlü prasa spesiyalitesiydi.  Çok iyi mumbar dolması yapardı.  Tavuk sevmez ama bize ekşili sarımsakla tavada kızarttığı tavukları parmaklarımızla birlikte yerdik. Balık yemeyi de sevmezdi ancak babamın pazardan aldığı balıkları yine ekşili ve sarımsaklı sosla yapar, bizlere yedirirdi.
“Balık yedeğim zaman doymuyorum” derdi.


Muğla’da ilk taşıdıkları evde komşusu Zehra teyzeden öğrendiği tariflerle yaptığı keşkek, aşure, zerdali, ve Muğla saraylısı unutulmazdır. Hele bir gözleme açardı ki tadından yenmez.

Bekarken veya birinci eşimden boşandığım yanlız yaşadığım günlerde anamı telefonla arar:

“Ana şunu nasıl pişirirsin?”

O da anlatır tutam ve göz kararıyla ölçekleri..

O yemek yapamaz durumdayken, Muğla’ya bayramda seyranda gittiğimde anneme ve evdekilere çeşitli çorbalar ve zeytinyağlılar yapardım. 

Beğenerek yer, “Oğlum elimi aldın,  “Allah razi olsun” derdi.

O el sanırım hem kendi annesi Şafiye nine ve hem de Zehra teyzeden oluşmuştu.

Bu anneler günü annesizim. Annesizliği bir türlü kabullenemedim. Hatıralar ve onun sesi hala kulaklarımda.  
Ünsal Aysun arkadaşımın Fransa’da okuyan kızı şu yorumda bulunmuş:

“Fransızlar hayatın içinde böyle durumlarla karşılaştıklarında sıklıkla, hemen ‘Hayat bu !’  anlamına gelen “Selavi / C’est La Vie” deyimini kullanırlarlarmış. 

Evet Hayat bu !  Yaşadığımız hayatın çarkı maalesef böyle.

Bu anneler gününde annenize benim için yürekten sarılın, Elini benim için de öpün lütfen..

Varken değerini bilin.

Sizlerin annelerinin mübarek ellerini öper, anneler gününü en içten dileklerimle kutlarım.

Benim annem gibi ebedi yolculuğuna çıkanlar için ise Allah’tan rahmet ve mağfiret dilerim. Mekanları cennettir.

Anam “Anneler günün kutlu olsun”

Leave a Reply